banner43

(d. 10 Mart 1876, Diyarbakır - ö. 1 Ekim 1950, Ankara), bürokrat, eğitimci ve Servet-i Funun şairi.

Şair Süleyman Nazif’in kardeşi ve  şair Munis Faik Ozansoy'un babasıdır.

Serveti Fünun şairlerinden olan Faik Ali 1875’te Diyarbakır’da dünyaya gelmiştir. Asıl adı Mehmet Faik’tir. Diyarbakırlı Said Paşa'nın küçük oğlu ve aynı devir şairlerinden Süleyman Nazif ’in kardeşidir.[1]  Ailesi birkaç nesildir şair yetiştiren bir ailedir. Dedesi Süleyman Nazif ve Dedesinin babası divan sahibi İbrahim Cehdi Efendidir.[2]

Babası Sait Paşa, Tarihçi, şair ve önemli bir devlet adamıdır. Pek çok yerde kaymakam ve mutasarrıf olarak görev yapmış, 1872 yılında ise Diyarbakır Valisi olmuş paşalık yapmış 1891 yılında Mardin’de mutasarrıf iken vefat etmiş bir devlet adamıdır. Kardeşi Süleyman Nazif ise Milli Edebiyat döneminin ateşli şairlerinden birisidir. Annesi de babası gibi köklü bir aileye mensuptur.

İlköğrenimini Diyarbakır’da tamamlayan Faik Ali,  idadi eğitimin bir kısmını da Diyarbakır’da yapmış ama idadide ilken İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’daki Mekteb-i Mülkiye’nin idadi bölümünü bitirip, Mülkiye Mektebi’nin yüksek tahsiline devam etmeye başlar. Edebiyata olan ilgisi küçüklükten beri devam etmektedir ama edebiyat alanında ilk somut adımlarını Mülkiye’de iken atar. Henüz Mülkiyede talebeyken  "Kehkeşan’a Karşı" şiiriyle Servet-i Fünuncuların arasına katılır. Böylece Servet-i Funun dergisi ve topluluğu içine dâhil olur. Aileden gelme edebi kültürü kısa bir sürede tanınmasına vesile olacaktır. Faik Ali,  NAMIK KEMAL, Recaizade Mahmut EKREM ile ABDÜLHAK HAMİT TARHAN'ın  hayranıdır. Hamid’i taklit etmesi, edebiyatımızda İkinci ABDÜLHAK HAMİT TARHAN olarak tanınmasına yol açacaktır. Ancak bu tesir uzun sürmemiş, Tevfik Fikret ’le yakın ilişkisi kişiliğini bulmasına vesile olacaktır.

1901 yılında Mülkiye'yi bitirmiştir.[3]  Mülkiye'yi bitirdikten sonra memuriyet hayatına başlar. Şairin ilk memuriyeti ağabeyi Süleyman Nazif’in mektupçu olarak görev yaptığı Bursa Maiyet memurluğudur.

Daha sonra sırasıyla Sındırgı, Burhaniye, Pazarköy ve II. Meşrutiyetin ilanıyla Mudanya kazaları kaymakamlığında bulunur. Daha sonra da Midilli mutasarrıflığına tayin edilir. Beyoğlu, Üsküdar, Kütahya Mutasarrıflıklarında bulunur.[4]  Kütahya’daki görevi sırasında Tehcir Kanunu’nu Talat Paşa’nın baskılarına rağmen uygulamadığı yolunda tespitler ve görüşler vardır. "Kütahyadaki cemaat olaylar yatıştığında Faik Ali için Kütahya Ermeni Kilisesine bir şükran kitabesi koymuştur ".[5][6] Balkan Savaşı sırasında Kırşehir mutasarrıflığına atandıysa da gitmez. Daha sonra Beyoğlu, Üsküdar ve Kütahya mutasarrıflıklarında bulunur. Bu yıllar arasında Fecri Ati Topluluğu üyeleri arasına katılır. Toplantılarına girer.

Fecr-i Ati Beyanamesi altına imza atanlardan biridir. Mart 1909'da Hilal Matbaası'nda toplanan Şahabettin Süleyman ,Yakup Kadri , Refik Halit , Cemil Süleyman, Köprülüzade Mehmet Fuat, Tahsin Nahit, Emin Bülent, Ali Süha ve Müfit Ratib ile birlikte yeni bir hareket başlatmayı planlamışlar, Ahmet Haşim'in  de bu harekete katılmasıyla Fecr-i Ati  Encümen-i Edebisi  Fecr-i Ati Beyanamesini, 24 Şubat 1910' da yayımlamışlardır. Fecri Ati’nin başkanlığını yapan Faik Ali bu topluluğa Fecri Ati adını da veren kişi olmuştur. [7] Fakat bu topluluktaki faaliyetleri pek de yoğun olamayacaktır.

Kütahya’dan Gelibolu’ya atanır. I. Dünya Savaşı yıllarında yazdığı ikinci oyunu "Nedim ve Lale Devri" adlı eserini 1950’de tamamlayıp yayımlamıştır. Eser, aruz ölçüsüyle yazılmış manzum bir piyestir. [8] Fakat oraya gitmeyerek Dâhiliye Nezareti Heyet-i Teftişiye Başkâtibi Kitabetinden tekrar Beyoğlu mutasarrıflığına ve mütarekeden sonra Diyarbakır valiliğine tayin edilir (1919). Birkaç ay sonra istifa ederek İstanbul’a gelir. Dahiliye Nezareti müsteşarlığına tayin edilir. [9] Faik Ali, Diyarbakır valiliği sırasında 1919’da Erzurum Kongresi’ne şehirden heyet gönderilmesi istendiğini reddetmiştir.[10] Bu tutumu sebebiyle cumhuriyetin ilanından sonra kendisine resmi görev verilmeyecektir.

Nitekim 1920’de Ebubekir Hazım Bey'in dahiliye nazırlığı sırasında müsteşarlığa getirildi ise de, iki ay sonra kabinenin düşmesi sonucu, yeni Dahiliye Nazırı Ahmed Reşidle anlaşamaz. Dahiliye Nazırı Ebubekir Hazım Tepeyran görevinden ayrılınca o da bu görevinden istifa eder.1920 Nisan [11]. Şair, istifa nedenlerini Abdülhak Hamit Tarhanın Viyana’da sefil bir hayat sürmekte iken ona yolladığı bir "Şair -i Azama Mektup "  adlı eserinde dile getirmiştir. Hüseyin Nazımın (Ahmed Reşid) yolsuzluklarda bulunduğunu ve bu nedenle onunla çalışamadığını ve istifa etmek zorunda kaldığını bu eserinde dile getirmiştir.[12]

Faik Ali, Dahiliye Nezaretindeki görevinden 1920 yılında ayrıldıktan sonra 1933 yılına kadar öğretmenlik yapar. Bu tarihler arasında Saint Benais Fransız Kolejinde Türkçe dersleri, Mülkiye Mektebinde ise Fransızca dersleri vererek hayatını kazanmaya çalışmıştır. 1931 yılında Dahiliye Müsteşarlığından emekli olur.[13]

1933 yılında oğlu Munis Faikle beraber Ankaraya gelir. Bu tarihten sonra öğretmenliği de bırakmış Kendisini edebiyata vermiştir.1936 yılında oğluyla beraber Marmara dergisini çıkarmaya başlar. Fakat bu dergi uzun ömürlü olmaz. Sadece on sayı yayınlanır.[14]

Yaşadığı dönemde Servet-i Fünûn ve Fecr-i Ati basta olmak üzere edebi hareketlerin içerisinde yer alan Şair, 1 Ekim 1950 yılında geçirdiği bir kalp krizi sonucu Ankara’da hayata veda eder. Kendi isteği üzerine cenazesi İstanbul'a götürülerek Vasiyeti üzerine çok sevdiği ve edebi kişiliğinin oluşmasında büyük tesiri olan Şâir-i Azam Abdülhak Hamit’in yanına İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığına gömülmüştür.

İsmet Binark ile Nejat Sefercioğlu, 1970 yılında Faik Ali Ozansoy Bibliyografyasını yayınlamışlar, hakkında birçok tez çalışması da yapılmıştır. Bazı şiirleri bestelenmiş Bimen Şen, Cinuçen Tanrıkorur, Ruhi Ayangil tarafından şarkılaştırılmıştır.[15]

EDEBİ KİŞİLİĞİ

 Şair, Servet-i Fünûn’daki bazı yazılarını “Zahir”  müstear adını da kullanmış ama genellikle Faik Ali İmzasını atmıştır. [16] Faik Ali'nin “Muhabbet” başlığını taşıyan ilk şiiri, 28 Kanun-ı evvel 13 11/ 1896 ta­rihli ve 5 numaralı Maarif dergisinde yayımlanmıştır. 

Faik Ali, ferdi konuları işlemeyi sevmesi kendi iç dünyasını dile getirmesi yönünden tipik bir  Serveti Fuınun şairidir.  Topluluk dağılana kadar bu tutumunu sürdürmüş FECRİ Ati topluluğu içinde de aynı çizgide kalmıştır. Fakat Milli Edebiyat Hareketi, Genç Kalemler dergisi ve Yeni Lisan anlayışı zamanla onu da etkilemeye başlamış,  Birinci Dünya Savaşı yıllarından sonra ferdiyetçilikten sıyrılarak sade bir dile yönelmiş ferdi konuları işlemekten vazgeçerek yurt sevgisi gibi sosyal ve milli konulara yönelmiştir.

Daha çok şiirleri ile tanınan şairin tiyatro türünde de çalışmaları vardır. Tiyatro türünde eserler verdi ise de, bu açıdan çok dikkat çekebilen bir yazar olarak tanınamamıştır.

Şair, diğer Servet-i Fünuncular gibi aşk ve tabiat konularını işlemiş Özellikle Abdülhak Hamid’in etkisinde kalmıştır. Şiirlerinde bireysel temaları işleyen şair, aruz veznini kullanırken aruz kalıplarının klasik sistemleri ile oynamış, Arapça ve Farsça kelime ve tamlamalara yer vermiştir. Edebiyat­ı Cedide şiirinde görülen anlamın birden fazla dizede veya beyitte yayılması, nazmın nesre yaklaşması,  birkaç dize ile bir şiir cümlesinin tamamlanması, onun şiirlerinde de görülen bir özelliktir.  Servet-i Fununun diğer şairleri gibi süslü ağır ve sanatlı bir dil kullanmıştır.  Sone biçimini şiirlerinde sık sık kullanmıştır

İkinci Meşrutiyet’in 1908′den sonra kurulan Milli Edebiyat Hareketinin edebiyatımızda Yeni Lisan, sade dil, edebiyatta toplumculuk ve realist anlayış, Faik Âli’yi de etkilemiş, Faik Ali ‘de az çok bu görüşlere uygun bir anlayış içine girmeye başlamıştır.   1910 yıllarından sonra ferdiyetçi şiir anlayışından koparak şiirlerinde istibdat, hürriyet, vatan sevgisi, savaş gibi temaları işlemeye başlar. Şairin bu yolda kaleme aldığı eserleri Midhat Paşa (1908) ve Elhân-ı Vatan (1915)’dır.[17]

Şairin bunların dışında, ABDÜLHAK HAMİT TARHAN  için yazdığı Şair-i Âzâm’a Mektup (1923) adlı bir manzum eseri, Payitahtın Kapısında (1918) ve Nedim ve Lâle Dev­ri (1950) adlarında iki manzum piyesi vardır.


 

banner62

banner61